Mimar olmak, -lık



Mimarlık okumak havalı ve herkesçe kabul görmüş fevkalade bir bölüm evet. Bir ortama girip o muhteşem “ ne okuyorsun sen ? “sorusu geldiğinde göğsünü gererek mimarlık okuyorum demektir ve sonrasındaki oooooooo tepkisiyle biraz havalanmaktır. Ha bir de  şey var  “ ee bize de bir ev çizersin artık “ klişesi ile yav he he moduna girmektir.  

Ben mimarlığı iki farklı açıdan değerlendirmek istiyorum bu yazıda.  



Mimar –lık

          Mimar, hemen herkes mimar olabilir  mi ? Bence olabilir  ve oluyor da. Yani babası müteahhit bir  “Berkecan” arkadaşımız liseyi bitirdikten sonra babasının “ ee oğlum ya sen mimar ol, bak o kadar proje çizdirtiyoruz para boşa gidiyor, sen mimar ol paramız elaleme gitmesin” demesiyle bazen parasıyla bazen zekasıyla  bir mimarlık fakültesine yerleşiyor ve babasının istediği mimar  oluyor. (Tabi bu aradan geçen 5-6 yıllık sürede Berkecan arabasıyla kızları bir yerlerden alıp bir yerlerde takılma planları içersin de oluyor. Vaziyet planları falan hak getire ). Her hangi bir derse girip, herhangi bir öğretmeninin bilgisinden faydalanamıyor veya mimarlık alanın da hiçbir akımdan yada bakış açısından haberdar olamıyor. Bu onun ayıbı mı? Bence hayır. 

          –lık,  eğer iyi bir dil bilgisi bilgim olsa önce çekim eklerinden falan bahsetmek isterdim ama maalesef yok ( Bu yüzden ben sadece öğrenmeye çalıştığım mimarlık alanında ki –lık ekiyle ilgili bir şeyler diyeceğim. –lık bence bir şeyler tasarlarken “amaan banane ya ben böyle istedim böyle oldu işte “ mantığından kurtulmamızı sağlayan bir ek. Bazen çizdiğimiz ya da tasarladığımız şeyleri bir prensibe göre değil de rastgele her şeyi bir yerlere gelişi güzel yapmayı mimarlık sanıyoruz. –lık kısmında bizi başarılı ve duyarlı mimarlar yapacak tüm bilgiler var aslında. Bu kısmına maalesef babası için 3+1 ultra lüks  daireler çizecek arkadaşlar  ulaşamayacaklar. Çok uzatmayıp küçük bir örnek verip  konuyu bitireceğim.

          Farzı misal bir  kamu binasının ( okul , hastahane gibi) projesini çizerken mimar olanlar muhtemelen tuvaletleri çözerken en uzakta en kuytu noktada ve diğer mekanları yaptıktan sonra  ortaya çıkan o kuytu “boşluğu”  ne yapacağını düşünüp tuvalet yapayım  şeklinde dahice bir karar  alıp öyle çizer. Maalesef buna da olmaz diyen çıkmaz.
 Ama –lık konusunda kendini geliştirmiş, geliştirmeye davam eden ve mimarlığı isteyerek, severek yapanlar o kuytu köşeye tuvalet çizmeyeceklerdir. Çünkü onlar bu yapılara bir gün engelli bir vatandaşında geleceğini düşünmüştür. 1000/1 ihtimaldir belki ama o onu düşünmüştür ve bir engellinin de erişip kullanacağı standartlarda çizmiştir tuvaletleri. Çünkü o çizdiği şeylerin sadece birer çizgi olmadığının, çizdiği her çizginin her mekânın bir ruhunun olduğunun ve çizdiği her mekânda her kullanıcıya hitap etmesi gerektiğini bilecektir.

İlk yazdığım ne okuyorsun sorusuna verdiğiniz mimarlık cevabını verirken ağzınızdan çıkan kelimelerin hakkını vermek için, bu alanda 3+1’lik mimarlardan olmaktan kaçının, mimar değil –lık olun.



@mimarhavasi

Yorum Gönder

2 Yorumlar

  1. Çok beğendim yazınızı böyle yazılar yazmanızı bekliyorum sizden... Ayrıca teknik ressamlar hakkındada bilginiz varsa yani mesela Mimar bir işi nasıl yapar bunun yapım aşamaları gibi yazılarınızda olursa sevinirim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumunuz ve zaman ayırdığınız için teşekkürler. Bu tarz yazılarımda olacak farklı içeriklere sahip yazılarımda. Teknik Ressamları yansıtacak kadar bilgiye sahip olmadığım için yakın zamanda bir yazım olmayacaktır.

      Sil
Emoji
(y)
:)
:(
hihi
:-)
:D
=D
:-d
;(
;-(
@-)
:P
:o
:>)
(o)
:p
(p)
:-s
(m)
8-)
:-t
:-b
b-(
:-#
=p~
x-)
(k)